top of page

Romantik komediciler için Christina Lauren kitapları birebir

Christina Lauren aslında Christina VE Lauren’mış! Kitaplara gelmeden şunu da söyleyeyim, Christina Lauren aslında Christina ve Lauren isimli kadınlardan oluşan bir ikiliymiş! Yapanlar bilir, yazı işi başkasıyla birlikte yapılması çok zor bir şeydir. O yüzden bunu öğrenince içimden bir “helal!” dedim. Kitaplara gelince ise her ikisinin de şimdiye kadar karşılaştığımız, klişe romantik komediler olduğunu söyleyebilirim. Her ikisi de tarafların önce birbirlerine gıcık olması sonra da aşık olmasını konu alıyor. Her seferinde “neden her şey nefretle başlamak zorunda?!” isyan ediyorum ama Christina Lauren gibi eğlenceli hikâyeler yazan olunca ve o romantik komedi abartısının seviyesini ortalarda bir yerlerde tutabilince gözlerimi devirerek değil, gülümseyerek okuyorum kitapları en azından. Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi de Sahte Balayı da böyle okuduğum kitaplar oldu. “Bir daha bakmam ben buna” dediği kitapları elinden çıkaran bir okur olarak her ikisini de kitaplığımda tutmaya devam edeceğim çünkü ileride morale, iyi hislere ihtiyacım olursa dönüp tekrar okuyabilirim valla. Nefretli başlangıçlardan sıkılmamın ve genelde neden bu olay örgüsünün tercih edildiğinin nedenlerini de bir durup düşündüm Sahte Balayı’nı okuduktan sonra:

  1. Christina Lauren gibi yazarlar hikayeleri kadın ana karakterlerin ağzından yazmayı tercih ediyor. Sahte Balayı’nda karakterleri doğru okuduysam kızımız biraz da kafasında kurmuş bu nefret olayını. E bunu kafasında kurup adamcağıza gıcık davranmaya başlayınca adam da öyle karşılık vermiş, ne yapacaktı başka.

  2. Ben kavgacı biri değilim. İnandığım şeyler, sevdiğim insanlar için sonuna kadar savaşırım, gerekirse kavga da ederim ama biriyle didişmeden rahat edemeyen insanlardan değilim, hatta didişmeyi hiç sevmem. Ama yine ve yeniden anlıyorum ki insanlar didişmeyi seviyor. Didişen insanları izlemek de zevkli olduğundan okuyoruz valla işte.

  3. Biraz umut veriyor insana böyle şeyler. Hani olmuyor gibi görünüyor ama bak, bazen de oluyormuş dedirtiyor. Bu nedenle de bu tür hikayelerin sevildiğini düşünüyorum. Ancak bunları demişken “sana kötü davranıyorsa kesin sana aşıktır” kafasından da bir uzaklaşsak çok iyi olur bence. Eşek şakasına dönmediği sürece şakalaşmak, birbirine takılmak zevkli bir şey, evet, ama kimse özellikle sevdiği insanlara kötü davranmasın, davrananlar da sevgisini ifade etmenin daha olumlu bir yolunu bulsun allah aşkına! Bu kadar yazdım yazdım kitapların konusundan bahsetmemişim. Ama zaten biliyorsunuz spoiler vermeyi sevmediğimi, o yüzden tanıtım yazılarını aşağı bırakıyorum. Hangisini daha çok sevdin derseniz sanırım hikaye olarak Sahte Balayı’nı, karakterler açısından ise Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi’ni sevdim – Hazel’la o kadar benzer yanlarımız vardı ki asabım bozuldu biraz okurken, haha. Siz de bakın bakalım, aklınıza yatarsa Christina Lauren ile bir tanışın.



72 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page